ŞERİFE ÇELİK
HOŞGELDİNİZ  
  ANA SAYFA
  BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
  İLGİNÇ BİLGİLER
  DOĞRUDUR...
  NAZIM HİKMET
  KONUK DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EĞER
  SOYKIRIM?????
  YAVUZ CAN YAZICIDAN...
YAVUZ CAN YAZICIDAN...
UNICEF’in İyotlu Tuz Kullanımı Bilinçlendirme Kampanyası’nda, “iyot gibi ortaya çıkan” bir gerçek…

Geçtiğimiz haftasonu Ankara’dan bir dostum, UNICEF’in yakında Türkiye’deİYOTLU TUZ kullanımını artırmak üzere başlatacağı bir kampanya hakkında bilgi gönderdi ve incelememi isteyerek birlikte çalışmayı önerdi.

Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile UNICEF Türkiye ’nin ortaklaşa yapacağı bu kampanyanın amacı, İyot eksikliğinin yarattığı önlenebilir zekâ geriliğini önlemek. Kişiyi anne karnından başlayarak tüm yaşamı boyunca olumsuz olarak etkileyen bu hastalık ve bağlı hastalıkların önüne geçmek…

Kısırlık, anne ve çocuk ölümleri, guatr ve buna bağlı kanser dahil pek çok hastalık, bu İyot yetersizliğinin sonuçlarından… İyot eksikliğinin yarattığı hastalıklar sadece Türkiye’de değil, fakir ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda halen devam ediyor…

Sizler de İnternet’te basit bir tarama yaparsanız daha fazla bilgi edineceğinizden eminim…

Bu kuruluşa duyduğum saygımdan dolayı ilgilendim ve hazırlık amacıyla biraz araştırma yapmaya koyuldum ama gittikçe bazı tuhaflıklarla karşılaşmaya başladım…

UNICEF öncülüğünde yapılan benzer kampanyalar daha önce de, en az üç kez tekrarlanmış… Belki de daha fazla… Karşılaştırmalı olarak okuduğum resmi kaynaklarda rakamlara baktığımda, Türkiye’nin nispeten geri kalmış 18 kent, bağlı bucak ve köylerinde halkı bilinçlendirmek için İyotlu Tuz kullanımının artırılmasını hedefleyen kampanyaların istenilen sonucu vermediği izlenimi edindim.

Bu izlenimden hiç de şüphe etmedim, çünkü insanların yaşam kalitesini artıracak temelleri atamıyorsan, çevre ve sosyo-ekonomik koşullarını iyileştiremiyorsan sadece iyotlu tuz yedirerek mevcut sağlık sorunlarını “cart” diye çözemezsin.

Öte yandan Tuz Gölü’nün neredeyse yok olmasına göz yuman bir devletin tuz piyasasını kısa süreler için ve gerektikçe kararnameler çıkararak son derece katı kurallar koyması da ayrıca dikkat çekici… Acı olan bir başka gerçek ise tuz yataklarını ıslah etmeyi akıl edemeyen ve üç yanı denizlerle çevrili Türkiye’nin tuz ihtiyacını Mısır başta olmak üzere yurtdışından temin etmesi oldukça düşündürücü…

Bu ihmal karşısında, insan ister istemez bir “bit yeniği” arıyor…

Mesela daha fazla zamanım olsaydı, UNICEF ile yapılan bu ”İyotlu Tuz” kampanyaları dönemlerinde artan tuz ve iyot ithalatını karşılaştırmalı olarak inceler, kimlerin “paraları tuzlayıp” muhafaza ettiğini araştırmak ve bir sonuca ulaşmak isterdim. Acaba neden tuz kaynaklarımızı iyileştirip ıslah etmek yerine, ithalat yapılıyor, bu zengin topraklarda?

Ekilebilir alanlarda kullanılan yabancı tarımsal ilaçların, topraklarımızda doğal olarak olması gereken tuz minerallerini nasıl yok ettiğini de araştırmak isterdim… Çünkü bir yönetmelik ile namuslu bilim adamlarının ve halkın tepkisini çeken GDO kullanımına ister istemez ilgi göstermek zorunda kalan mümtaz medyamızın, sanki yeni bir durummuş gibi haber yapmayı bırakıp geçmişte neler olduğunu araştırması da gerekmez mi(ydi ?) diye düşündüm…

GDO’nun vatanı ABD’de devlet gibi güçlü bir şirket olan Monsanto’nun Türkiye’de kaç yıldır faaliyette olduğunu, İstanbul Altunizade’de merkezi bulunan Monsanto Türkiye şirketinin Antalya’da üç, Adana, İzmir ve Bursa’da ikişer şirket ve şubeleri ile bugüne kadar ne kadar çiftçiye GDO ve kimyasal ilaç sattığını, bunların ne kadar büyüklükteki bir arazide kaç çeşit üründe kullanıldığını araştırmak gerekmez mi(ydi) ?.

GDO araştırmalarında Monsanto kadar tehlikeli olduğu iddia edilen ve kendilerini “Gelecekten Sorumlu Bir Dünya Markası” diye tanımlayan Cargill Gıda Türkiye’nin Hububat ve Yağlı Tohumlar Tedarik Zinciri (GOSC) ve Risk Yönetimi gibi faaliyet konularıyla Türkiye pazarına 1960 yılında yerel ortaklar ile birlikte girdiğini öğrenebilirlerdi. Cargill’in 1986 yılından itibaren Cargill Tarım ve Gıda San.Tic .A.Ş., Cargill Gıda Hizmet ve Tic. Ltd. Şti., Black River Hizmet Tic. Ltd. Şti. gibi kendi şirketleri ile faaliyet gösterdiklerini ve neler yaptıklarını araştırabilirlerdi.

Gıda piyasasında sudan çikolataya, kahveden süt ve süt ürünlerine, bebek mamalarına birçok alanlarda nerdeyse tekel olma yolunda olan İsviçre`nin çokuluslu gıda devi Nestle`nin ürünlerinde var olduğu iddia edilen genleriyle oynanmış (GDO) hammaddelerin etkilerini araştırırdım… Böyle bir gıda devinin insanlar üzerinde hangi cesaretle deneysel çalışmalar yapar gibi GDO içerikli hammadde kullanmasını kimlerin teşvik ettiğini de….

Avrupa ülkelerinde satılan ürünlerde gen teknolojisiyle üretilen hammaddeler kullanılmazken, neden Asya’da ve bizim gibi ülkelere ihraç edilen gıdalarda genleriyle oynanmış hammaddelerin kullanıldığını sorardım. Nestle`nin Türkiye`de satılan gıda ürünlerinde Sağlık Bakanlığı yetkililerinin neden şimdiye kadar bir ölçüm yapmadıklarını merak ederdim…ABD`de üretilen ve GDO`lu olduğu kesinleşen `Crunch` çikolatasının en ufak bir incelemeye tabi olmadan Türkiye`de de nasıl kolayca satıldığını araştırırdım...

Bu örnekleri hazırlarken sonunda “bir bit yeniği” de buldum ve gözlerim faltaşı gibi açıldı.

George W. Bush’un ABD Başkanı olduğu yıllarda Tarım Bakanı olan An M. Veneman, 2 Mayıs 2005’te BM Çocuk Fonu UNICEF’in başına Genel Direktör olarak, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından getirildiği “iyot gibi ortaya çıktı” …

Baba Bush zamanında Tarım Bakanlığı’nda görevli olan Ann M. Veneman, “amaca ve çıkarlara uygun hizmetler” verdiği için mi, oğul Bush döneminde Tarım Bakanı oluvermiş?…Baba Bush’un dönemi dahil, her devrin en pis işlerini uygulamaya hazırlayan Kissenger ’ın sözleri aklıma gelirverdi; “…., yiyeceği kontrol edersen insanları da kontrol edersin ”…

Demek o yıllarda, Rockafeller’ın da desteği ile başlatılan görünürde “nüfus planlaması”, perde arkasında “kısırlaştırma ve soykırım” politikalarından epey deneyim kazanmış olmalıydı, Veneman, diye düşünmeden edemiyoruz...

Öte yandan, Veneman’ın Calgene / Monsanto ve Pharmacia (Pfizer) şirketleri ile yakınlığı ABD basınında yer almış…

Baba Bush’un Beyaz Saray’daki görev yıllarında ABD Tarım Bakanlığı’nda çalışan Veneman’ın 1995’te California Gıda ve Tarım Departmanı’nın başkanlığına getirildiğini öğreniyoruz. Daha önce de Calgene Inc.’in yönetici kurulunda görev almış. Calgene ise 1997’de ülkenin en büyük ölüm tohumları üreticisi Monsanto tarafından satın alınmış.

Monsanto ise ilaç şirketi Pharmacia yani Pfizer İlaç Şirketi tarafından 2000 yılında satın alınıvermiş. Uluslararası pazarlara daha fazla ulaşmak ve biyoteknoloji ürünü gıdaların üzerindeki yaptırımların kaldırılması ricasıyla olsa gerek, Monsanto George Bush’un seçim kampanyası için 12.000 dolarcık bağış yapmışmış...

Veneman da ayrıca Cargill, Nestle, Kraft ve Archer Daniels Midland tarafından oluşturulan Uluslararası Tarım, Gıda ve Ticaret Politikası Konseyi’nde önemli görevler yapmak üzere yer almış.

Ne büyük bir raslantı, değil mi?

GDO’lar, biyoteknoloji çalışmaları, insan ve hayvanların denek olarak kullanılması, dünya tarımına yön vermesi hedeflenen stratejiler, savaşlar çıkarıp özellikle Ortadoğu’yu kana bulayan Bush ailesi ile ilişkiler, insanoğlunun temel gıda maddelerine göz diken, dünya tarımına yön veren şirketler ve bir grup küresel elit tarafından oluşturulan uluslar arası kuruluşlardaki görevler derken, bunların hepsi bir raslantı mı, yoksa komplo teorilerinin etkisi altında mı kaldım acaba, diye kendimi sorguluyorum…

Bugüne kadar, dünya çocukları için iyi bişeyler yaptığı şeklinde bir algıya sahip olduğum ve pek çok kişi gibi saygı duyduğum ender kuruluşlardan UNICEF, acaba bir kurda mı teslim edilmiş, diye sormaktan kendimi alamıyorum…

Tam olarak bilemiyorum ama üşenmeyip araştırınca, galiba her şey iyot gibi ortaya çıkıyor…

Ne dersiniz?
 
   
 
  SEVGİYE HER ZAMAN YERİ OLAN YÜREĞİ KOCAMAN DOSTLARA SİTEMİN TASARIMINDA VE OLUŞTURULMASINDA YARDIMCI OLDUKLARI İÇİN ÇOOK TEŞEKKÜR EDERİM:)  
 
  LÜTFEN YORUM YAZACAKSANIZ İSMİNİZİ BELİRTİN İSMİNİZİ BELİRTEMEYECEK KADAR UZAKSANIZ YORUM YAZMAYIN SİTEMİ ZİYARET ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM...  
Toplam 3228 ziyaretçi giriş yaptı.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol